Hatay İnanç Turizmi Sempozyumu’nda konuşan Yrd. Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Hızır konusu İslam âleminde ilgi duyulan bir konudur. Kur’an-ı Kerim’de Hızır ismi direk geçmeyip Hz. Musa ile Salih kul kıssası olarak zikredilmekte, ancak müfessirler Peygamberimizin Hadis-i Şerif-i’ne dayanarak bu kimsenin Hızır olduğu görüşünde birleşmektedirler.
Bugün tartışılmakta olan konu, Hızır’ın yaşayıp yaşamadığı, onun peygamber mi, veli mi yoksa melek mi olduğu sorularıdır. Toplumumuzda bu konu tamamen hurafe ve bid’atlerle dolu bir bilgi yumağı haline gelmiştir. İlim adamlarına düşen görev insanların bu konuda aydınlatılmasını sağlamak ve doğru dini bilgileri halka ulaştırmaktır. Hızır’la ilgili toplumda yaygın bilgilerin büyük çoğunluğu mitolojik efsaneye dayalı ve yanlış bilgilerdir.
Hızır kıssasında bilinmesi gereken önemli hususlardan biri, bu arkadaşlığın bir eğitim yolculuğu olduğudur. Bir eğitim yolculuğu olduğuna göre, bu noktada hoca-öğrenci ilişkisi açısından verilen mesajlara önem verilip bunları anlamak önemlidir. Zaten Kur’an bu tür olaylarda olayın zamanı ve mekânına ilişkin ayrıntılı bir bilgi vermez. Çünkü esas olan orada mesajdan alınması gereken hususlardır. Bu nedenle kültürümüzde önemli yeri olan Hz. Musa ve Salih kul kıssasında verilen mesajların ön plana alınıp, olayın, insanın hayatın ve varlığın anlam ve değeri üzerinde düşünülmesi büyük önem arz etmektedir.