Uzun zamandır, düşünür dururum.
Bu Toplum, bu hale nasıl geldi diye.
Toplum; negatif yönde bir evrim geçirdi, geçirmeye de devam ediyor.
Başkalaştık.
Başkalaşım; öz değerlerden uzaklaşma şeklinde tezahür ediyor.
Değiştik.
Değişimin,başkalaşımın gelişen dünya değerleri ile alakasının olmadığını biliyorum.
Ne yazık ki Toplum; cehalet ile doyumsuzluk kıskacında preslenmiş vaziyette.
Bu içerikle, zirvedeyiz evvel Allah.
Kapitalist düzenin , arayıp ta bulamayacağı bir yapı.
Ülkemde, cehalet ve doyumsuzluğu, Kapitalist sistem ile birlikte Siyasilerde sömürdüler, sömürmeye de devam ediyorlar ne yazık ki.
İnsanlarımız; Borçlu ve borç batağına sürüklenmiş.
Toplumda, evim-arabam olsun, şatafatlı hayat süreyim zihniyeti hâkim.
Bu zihniyetin etkisiyle, Bankalar ve türevleri ikinci adres konumunda.
Kredi kartı, Konut kredisi, Araç kredisi, Ticari kredi derken evin yolu bulunamaz hale gelinmiş.
İnsanımız başını kaldıramaz ,gözünü oynatamaz vaziyette.
Ne uğruna?
“Benimde olsun, benim ne eksiğim var ki “zihniyeti uğruna.
Hesap-kitap, Hak getire.
Borçlandır ki; dilediğin ölçüde kendine bağımlı hale gelsin ve daha rahat bir hâkimiyet kurasın, mantığı işliyor.
Sistem bu konuda, inanılmaz derecede başarılı da oldu.
Bu şartlarda insanımız sürekli gergin, sürekli huzursuz.
Hayattan keyif alamaz ve bunalmışlık ölçüsünde.
Borç girdabına girmiş bir insanın realite ile uzaktan-yakından pek bir alakasının olamayacağını düşünüyorum.
O kişinin varsa yoksa aklındaki en büyük sıkıntı, ödenmesi gereken “Borç”.
Borcunu ödeyemeyen, elindekini kayıp etmeye mahkûmdur.
İşte bu kayıp etme korkusu, insanı şeytana uydurabiliyor.
İcabında Ahlak dışı, icabında İnsanlık dışı durumlara tevessül ettirebiliyor.
Uzun lafın kısası Borç ve Borçluluk hali Toplumu dejenere eden en önemli etmen.
Dejenere olmuş bir Toplumda at koşturmak,borusunu öttürmek çokta zor olmasa gerek.
“At Sahibine Göre Kişnermiş”.
Sizler anladınız biliyorum.
Kalın Sağlıcakla..