“Türk – Arap İlişkileri: Çok Boyutlu Güvenlik İnşası” ana teması altında düzenlenen 4. Uluslararası Orta Doğu Kongresi, 28 Nisan Perşembe günü Hatay Valiliği, Hatay Büyükşehir Belediyesi(HBB), Mustafa Kemal Üniversitesi(MKÜ) ve Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) işbirliği ile Ottoman Palace’da gerçekleştirildi.
Gerçekleştirilen kongreye, Hatay Valisi Ercan Topaca, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, Suudi Arabistan Krallığı’ndan Prenses Basmah Bint Saud, MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, Hatay İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Turgay Aras, Hatay İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Gazi Demir, tüm bölge ülkelerinden temsilciler ve başta bölge dışı ülkelerden üst düzey temsilciler olmak üzere çok sayıda basın mensubu, akademisyen ve kanaat önderi katılım gösterdi.
KONGRE, DOĞU’DA TÜRKİYE VE ARAP ÜLKELERİ ARASINDA DEĞİŞEN GÜVENLİK VE KARŞILIKLI DERİNLEŞTİRME KONUSUNDA ORTAK BİLİNÇ OLUŞTURMAYI AMAÇLIYOR
2010 yılından bu yana farklı ana temalar altında gerçekleştirilen uluslararası etkinliğin devamı olan ve 2 günlük bilimsel toplantı formatında düzenlenen kongrede, Doğu’da Türkiye ve Arap ülkeleri arasında değişen güvenlik, savunma ve güç parametrelerini sağlıklı yönetme, karşılıklı derinleştirme konusunda ortak bilinç oluşturulmasına katkı sağlamak amaçlanıyor.
ŞENSOY: TÜRK– ARAP İLİŞKİLERİNİ ANLAMAK İÇİN HEM TARİHSEL HEM DE GÜNCEL ARKA PLANI TANIMAK GEREKİR
Musa Esatoğlu’nun Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan kongrenin açılış konuşmasını slayt eşliğinde gerçekleştiren TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, “Türk- Arap ilişkilerini anlamak içim hem tarihsel hem de güncel arka plan tanınmak gerekmektedir. Bugün yaşadığımız dünya neye tekabül ediyorsa, Türk- Arap ilişkileri de o yönde gelişecektir. Bölgenin içinde bulunduğu kaosun gittikçe yayıldığını ve yönetilmesinin de zor bir hale geldiğini vurgulayan Şensoy, “Bugün gelinen noktada yüksek nitelikli insan kaynağına sahip olmayan, uluslararası işbölümünden nitelikli pay alamayan ülkelerin güçlü olması ve entegrasyon kurması da mümkün değil. Sadece din, dil, tarih ve coğrafyayı öne çıkararak bölgede sorunlar çözülemez” dedi.
“HATAY ÇOK KÜLTÜRLÜ VE BİRÇOK MEDENİYETİN YILLARCA BOZULMADAN İÇ İÇE YAŞADIĞI BİR ŞEHİR”
Konuşmasının devamında devlet paradigması makro formülünü de veren Şensoy, “Siyasi hedefler, ekonomi politikası ve sektörel hedeflerin birbirine bağlı olması gerekiyor. Sivil diplomasi ve sektörel diplomasi kanallarının çok iyi çalışması gerektiğinin altını çiziyorum. Bu çerçevede kongrenin amaçlı bir şekilde Hatay merkezli olarak ilerleyen zamanlarda süreci derinleştirecek şekilde ilerlemesini istiyoruz. 2016 sonuçlarını 4. Hatay Deklarasyonu olarak değerlendireceğiz. Bundan sonra daha spesifik ve finansal konulara değinmek istiyoruz, Hatay bu şehirlerden bir tanesi. Çok kültürlü ve birçok medeniyetin bir arada yaşayarak hiçbirinin bozulmadığı bir şehir. Bu yıldan sonraki hedefimiz inisiyatif alarak Hatay’da kongreler gerçekleştirmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.
REKTÖR KAYA: ARAP ÜLKELERİ İLE DOSTLUK İLİŞKİLERİNİN HER ZAMAN DAHA ÖNEMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
MKÜ Rektörü Kaya, “Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği etmiş ve birçok siyasi olaylara tanık olmuş bu bölgede fazlaca sorunlar yaşanmaktadır. Başta komşularımız olmak üzere çatışma yüzünden milyonlarca insan göç etmek zorunda kalmıştır. Hatay birçok göçmene ev sahipliği yaparak tüm dünyaya örnek olmuştur. Bu süreçte Arap ülkeleri ile dostluk ilişkilerin her zaman daha önemli değer taşıdığını düşünüyorum. Barış ve huzur dolu bir Ortadoğu için çok güzel işler yapılacaktır” dedi.
BAŞKAN SAVAŞ: ORTADOĞU’DA TÜRK-ARAP İLİŞKİLERİ KAOTİK BİR ORTAMDA KALDI
Başkan Savaş kongreyi ele alan açıklamasında, “Türk halkı İslamiyet ile tanışmadan önce de sonra da Araplarla iş birliği yapmış, zaman zaman da karşı karşıya gelmiştir. Ama Ortadoğu’da hiçbir şekilde uzun menzilli bir organizasyon içerisinde olamamışlar. Ortadoğu’da Türk- Arap ilişkilerinin kaotik bir ortam içerisinde kaldıklarını görüyoruz. Gerek Arap gerek Türk vatandaşların birbirlerini vurduklarını görüyoruz. Kendi içlerinde kavga yaşayabiliyorlar. Son beş yıldır Suriye’de aynı kaotik tablo ile karşı karşıyayız. Hepimiz dinimizi iyi biliyoruz, bence biz bu dünya işini pek yapamıyoruz. Hem Türklerin hem Arapların hak ettiği şekilde yaşaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“BU KONGREMİZİN SADECE TÜRK ARAP TOPLULUKLARINA DEĞİL TÜM DÜNYA BARIŞINA KATKI SAĞLAMASINI İSTİYORUM”
Başkan Savaş konuşmasının devamında, “Kendi rejiminde olan insanın da mutlaka eğitimden geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğitim denince okul kadar insanlık için bu dünyada yapacakları da çok önemli. Devlet büyüklerimizin yapacağı en güzel şey; kendi vatandaşlarını eğitmek, geliştirmek ve ilerde başarılı ve faydalı insanlar olabilmeleri için önemli adımlar atmaktır. Bu kongremizin sadece Türk- Arap değil dünya barışına katkı sağlamasını diliyorum” açıklamasında bulundu.
VALİ TOPACA: BÜYÜME ESNASINDA MİLLETLERİN KAYNAKLARI KULLANARAK DÜNYAYI YÖNETME HIRSI, İSLAM DÜNYASINI PARÇALIYOR
Vali Topaca da gerçekleşen kongrenin tüm dünya için hayırlı olmasını dileyerek, “Ortadoğu denilince aklımıza Müslümanlık geliyor. Peygamber efendimize ilk vahiy gelmeye başlandıktan hemen sonra İslam devletinin hızla arttığını, sınırın hızlı bir gelişme gösterdiğini görüyoruz. 100 yıl içerisinde Afrika’nın tamamı ve İspanya’nın büyük bir bölümüne yayılmış bir devletten bahsediyoruz. Tabi bu ilerleme sırasında diğer milletlerden yatırım içerisinde olanlar var. Bu büyüme esnasında tüm milletlerde kaynakları kullanarak dünyayı yönetme hırsı oluşmuş. Zaman içerisinde parçalanan İslam Devleti bugün kendi içerisinde savaşıyor” dedi.
“KAOSUN NEDENLERİNİN BAŞINDA, KISA VADELİ DOSTLUKLAR İLE İSLAM DEVLETLERİNİN ZENGİN KAYNAKLARININ DİĞER DEVLETLER TARAFINDAN KULLANILMA İSTEĞİ VAR
Vali Topaca konuşmasının devamında, “Bana göre her şeyden önce Ortadoğu devletlerinin tehlikeleri algılama sensörlerinin yetersiz olduğu gerçeği var. Bir başka eksiklik olarak gündeme gelen yönetimlerle halk arasındaki destek ve iletişim arasında yetersizlik olduğunu görüyoruz. Devlet geleneği denilen kurumsal yapı aslında devletten de önemli eski geleneklerinden ve devlet anlayışından kopmuş durumda. Dost ve düşman seçimlerinde doğru tespitler yapılamaması ile uzun vadeli dostluklardan uzak bir şekilde kısa vadeli dostluklar yapılması da olumsuzluklara örnek gösterilebilir. Diğer bir faktör ise İslam ülkelerinin çok zengin kaynaklarının olması ve bununla birlikte gelen tembellik ve büyük devletlerin sürekli elinin bu devletlerin içerisinde olmasıdır. Parçalanmada ve savaşlarda diğer bir etken de İslam dünyasında zayıf olanları koruyacak üst çatı gruplarının olmaması olabilir. Bu sorunların çözülmesini İslam ülkeleri arasında çok daha yapıcı ve dini birliğin ortaya çıkmasını bekliyoruz. İnşallah bu toplantı bizleri dünya barışını sağlamak açısından hepimizin aynı pencereden bakmamıza yardımcı olur” ifadelerini kullandı.
4. Uluslararası Ortadoğu Kongresi’nin 2’nci oturumunda ise, “Çok Boyutlu Güvenlik İşbirliği, Stratejik ve Ekonomik Temeller, Savunma ve Uzay Sanayi: Fırsatlar ve Riskler, Yumuşak Güç İnşası ve Beklenti Yöntemi: Deneyimler Kazanımlar, Siber Güvenlik İşbirliği (Siber Ordu Yarışları), Çok Boyutlu ve Tamamlayıcı Güvenlik İşbirliği ( Çevre, Terörizm, Kaçakçılık, Enerji, Gıda, Su Güvenliği, Nüfus, Sağlık, İklim, Şehir Planlaması, Teknoloji vb.) konuları masaya yatırıldı.