Bu aşağılık terör örgütlerinin ortak paydaları Türkiye düşmanlığıdır.
Düşmanımın düşmanı benim dostumdur anlayışı ile hareket eden bu alçaklar, ittifak ederek ülkemizi zayıflatmaya çalışıyorlar.
Bu FETÖ, PKK, IŞİD denilen kahpe ruhlu terör örgütleri masum ve günahsız insanları, gözünü kırpmadan vahşice katledebiliyor.
Tıpkı 15 Temmuz Darbe girişiminde olduğu gibi..
Tıpkı Elazığ’da Emniyet binasına yapılan bombalı saldırı gibi..
Tıpkı Gaziantep’te Düğün evini Cenaze evine çeviren aşağılık canlı bomba saldırısı gibi..
Bunlar farklı isimler altında , aynı amaç doğrultusunda hizmet veren ruhları satılmış namertler topluluğudur.
Bunlar için İnsan canı, İnsan kanı hiç bir şey ifade etmez.
Kalleşlik,Kahpelik ve Sinsilik ruhlarına işlemiş bunların.
Öldürmekten keyif alan it sürüsü gibi dolaşmaya ve varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Bu aşağılık yaratıkların kendi akıllarıyla hareket etmediklerini cümle alem biliyor.
Isırmak için toplu olarak emir aldıkları da ortada.
Bu emri verenlerle ve bu emirleri uygulayanlarla her tür teknik ve yöntemler kullanılarak savaşılmaz ise acılar katlanarak devam edecektir.
Kınamakla ,yok “geniş çaplı operasyonlara başlanmıştır” beyanatları ile bu işlerin çözülemeyeceğini beş yaşındaki çocuklar bile anlamış durumda.
Her “Elim” olaydan sonra kuru kuru birlik beraberlik mesajları mide bulandırmaya başladı.
Radikal kararlar almak ve uygulamak zorunluluğu doğmuştur.
Ülkenin idaresinde zaafların olduğu çok aşikardır.
Alınmanın, kırılmanın veya toz kondurmama gayretlerinin zamanı değildir.
Yaşanan vahim olaylar ve yaşanabilecekler için çok acil hamlelere ihtiyaç vardır.
Birlik, bütünlük söylemleri lafta değil icraatlarla gösterilmelidir.
Ülkemizin bütünlüğüne,beraberliğine ve dirliğine alenen saldırılıyor.
Dış güçler düğmeye basmış ve Türkiye’yi orta doğu bataklığına sürüklüyorlar.
Eğer söz konusu Vatan ise gerisi de teferruattır diyorsanız;
Önce Hükümete ve diğer siyasi partilere büyük görevler düşmektedir.
Bu düşüncelerim doğrultusunda ;Devleti idare eden saygı değer büyüklerime bir vatandaş olarak naçizane bir öneride bulunmak istiyorum:
Tüm siyasi partiler saflarını belirleyerek, kendi kimliklerini de muhafaza ederek ortak bir idarenin içerisinde olmaları ve sorumluluklar yüklenmeleri gerekir.
Bu aşağılıkların oyunları böylesi bir güç birleşimi ile boşa çıkartılabilir.
Hükumeti diğer siyasi partilerle birlikte “Milli Hükümet” anlayışı ile ülkeyi idare etmeye davet ediyorum.
Tehlikenin savuşturulup, ülke içerisinde huzur tesis edilinceye kadar bu güç birliğinin devamı şarttır.
Kararlı ve tavizsiz bir şekilde, ciddiyetle yapılacak sert mücadelenin karşılığı en kısa zamanda alınabilecektir.
İç hesaplaşma demokratik ölçülerde, bilahare yapılmalıdır.
Şimdi tek vücut olma ve gereklerinin sonuna kadar yapılma zamanıdır.
Ülkesini gerçek anlamda seven, Vatan olgusunu iliklerine kadar içine sindirmiş olan tüm yurttaşların ayağa kalkıp silkelenmesi gerekir.
Tehlikenin ne olduğunu gaflet içerisinde olanlara en gür sesle anlatmaları kaçınılmaz bir görevdir.
Bu misyonu üstlenmek ve harekete geçmek hepimizin boynunun borcudur.
Geldiğimiz nokta vahamet sınırlarının üstündedir.
Bu işlerin ihmale gelecek ve herhangi bir hesaba heba edilebilecek bir tarafı yoktur.
Topyekun ayağa kalkıp Ülkemize sonuna kadar sahip çıkmalıyız.
Ateş düştüğü yeri yakmamalı.
Acılarımızı da, sevinçlerimizi de ortak yaşamalıyız
Kalın sağlıcakla…