CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Selin Sayek Böke 16 Ekim Pazar günü saat 14.30’da Hatay Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantı Salonu’nda düzenlenen ”Dünden Bugüne Kadın ve Ekonomi” adlı Panel’de konuştu.
İlçemizi Temsilen CHP Kadın Kolları İl Başkan Yardımcısı Hülya Nehir,CHP Samandağ Kadın Kolları Başkanı Sevcan Toprak,CHP Samandağ Kadın Kolları ilçe Sekreteri Dilara Bayır Kahlıoğulları, Samandağ Belediye Meclis Üyesi Nazire Berigel,Samandağ belediyesi Meclis üyesi Şahiye Fırıncıoğulları, CHP kadın Kolları üyeleri katıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, CHP İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Filiz Haksöz, Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman, , Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eski Bakanı Nihat Matkap, Antakya Belediye Eski Başkanı İris Şentürk, ve çok sayıda partili katıldı.
Partililerin ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda Cumhuriyet kadınının dünden bugüne var olma mücadelesini anlatan Böke, “Biz kadınlara bu mücadelede çok büyük görevler düşüyor” dedi.
Konuşması sırasında, Gülten Akın’ın ‘İlk Yaz’ şiirinden, “Ah, kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya… Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar… Evler, çocuklar, mezarlar çizerek dünyaya…” dizelerini paylaşan Böke, konuşmasını bugünün Türkiye’sinde yaşananlarla sürdürdü:
“İşte bu noktada biz kadınlara düşen görev; evlere ve çocuklara mezar değil, bir yarın çizecek olan fırçaları ele almaktır. Bunu, romantik bir duygu ile söylemiyorum. O yarını inşa etme gücünü sizlerde bildiğim ve gördüğüm için söylüyorum. Çünkü biliyorum ki, sizler, günlük hayatınız içinde bile müthiş bir mücadele veriyorsunuz. Kadın olarak, istediğinizi giyinmenin mücadelesini veriyorsunuz. Kadın olarak, istediğiniz gibi giyindiğiniz şartlarda bindiğiniz otobüsten dayak yemeden inmenin mücadelesini veriyorsunuz. O otobüsten indiğinizde, isterseniz pazara, isterseniz işe gitmenin mücadelesini veriyorsunuz. İşte gittiğinizde, sizinle aynı işi yapan erkekle aynı ücreti almanın mücadelesini veriyorsunuz. Siz, her gün, daha özgür bir Türkiye’nin, daha Cumhuriyetçi bir Türkiye’nin, daha demokrat bir Türkiye’nin mücadelesini, kendi günlük hayatınız içerisinde zaten veriyorsunuz. O yüzden bizlere düşen görev; daha birlikte, daha omuz omuza ve gerekiyorsa sokakta, her birlikte yeni bir siyaset inşa etmektir. Çünkü karşımızda, bizi yalnız hissettirmek isteyen ve bizi yalnızlaştırarak Türkiye’yi başka bir yere taşımak isteyen siyasi bir zihniyet var.”
“Bugün yeniden inşa edilmeye çalışılan Türkiye düzeninde esasen en çok kaybeden kadınlardır. Türkiye özgürlüklerini kaybediyor. Türkiye demokrasiyi kaybediyor. ” diyen Böke, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye insan haklarından her gün biraz daha fedakarlık yapıyor. Ama bilin ki bunun için en çokta biz kaybediyoruz. Bugünün Türkiye’sini inşa etmiş olan Atatürk’ün değerlerini iliğine kadar hisseden cumhuriyet kadınları kaybediyor. O yüzden de bize çok büyük bir mücadele ve görev düşüyor. Şunu da biliyoruz ki böyle mücadeleler asla tek başına kazanılamaz. Atatürk’ün inşa ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni, Atatürk vizyonuyla ama arkasında yüz binlerle inşa etti. Unutmayın ki Atatürk yanındaki kadınlarla bu Cumhuriyet’i inşa etti. Kadınları sadece o inşa sürecinin bir ortağı olarak görmedi. Bu Türkiye’yi teslim edeceği paydaşı olarak gördü. Bundan sonrada bize düşen görev paydaş olduğumuzu yüksek sesle anımsatmak ve yaşatmaktır diye düşünüyorum.”
Kadınların daha özgür, cumhuriyetçi, demokrat bir Türkiye’nin mücadelesini her gün hayatları içerisinde verdiklerini aktaran Böke, “Aksi takdirde bizi yalnız hissettirmek isteyen, bizi yalnızlaştırarak Türkiye’yi başka bir yere taşımak isteyen bir siyasi zihniyet var karşımızda.” diye konuştu.
Selin Sayek Böke, kadınların olmadığı siyaset içerisinde yarınlardan da söz edilemeyeceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bugün yeni bir siyasete ihtiyacı var Türkiye’nin. Bu yeni siyasetin içerisinde sadece seçme değil, seçilme hakkı da olduğunu hatırlayan kadınlara ihtiyacı var Türkiye’nin. Sandık değil, demokrasi. O sandıktan seçtiklerimizle birlikte çalışmaktır demokrasi. O zaman kadını sadece bir oy potansiyeli olarak değil, sadece erkeklerin seçilebilmesi için kapı çalan bir ortak değil. Beraber seçime girilen, beraber masanın etrafında çalışılan ve beraber bir Türkiye inşa edilen bir paydaş olarak görmek gerekiyor. Bunu önce biz kadınların görmesi gerekiyor.”