ABD’de Donald Trump seçimleri kazanarak ülkenin 45.Başkanı oldu.
Tüm anket şirketleri moda deyimle çuvalladı.
Dünya yanıldı veya yanıltıldı.
Seçim öncesi izlenen propagandaların içeriği, seçim sonucunu tayin etti.
Hillary Clinton güvenlikçi, Donald Trump ise Ekonomik propaganda üzerinde çalıştı.
Kazanan; Ekonomik ağırlıklı anlayış.
Demek ki neymiş; ABD bile dünyanın süper gücü olmasına rağmen önceliği ekonomi imiş.
Ülkelerin iç işlerinin önceliği,dış ülkelerin iç işlerinin önceliğinden daha önemliymiş.
Gerçekçi, ayakları yere basan yaklaşımlar ,insanlar üzerinde etkili olabiliyormuş.
Ne dedi Trump.
İşimizin olmadığı yerlerde durmayacağız.
Enerjimizi, ABD halkının daha refah yaşaması için harcayacağız dedi.
Süper güç olmalarına rağmen düzeltilmesi gereken yığınla sorunlarının olduğunu teyit etti.
Sokak siyasetinin etkilerini ,Halk’a dokunmanın semeresini aldı ,Trump.
Dünya dengeleri yakın zamanda çok değişecek.
Özellikle Ortadoğu da dengeler alt üst olacak gibi.
Trump’ın kazanmasıyla hesaplar şaşacak, manevralar başlayacak.
Söylemlerin bile ne ölçüde zıt yöne kayacağını pek yakında göreceğiz.
Etkilenmenin büyük ölçüde Türkiye üzerinde olacağından hiç şüphem yok.
“Olmaz, yakarız, yıkarız, hesabını sorarız” denilen konularda yumuşama ve hatta destekleyici ifadeler duymaya başlarsanız şaşırmayın lütfen.
Benim izlenimim ; Trump’ın dünyaya öncelikle herkes, kendi kapısının önünü temizlemelidir mesajı olmuştur.
Kendi evinde sıkıntılar varken ve onları gideremezken komşunun sorunlarını çözmeye teşebbüs dahi etmemelisin.
Gücün varsa ve iç huzurun yerinde ise elbette duyarsız kalmaz talep halinde komşuna katkı sunabilirsin.
Aklın alacağı durumda budur sanırım.
*********
Şimdi ; ABD’de yaşanan bu sürpriz sonucu, tüm yönleri ile, gerek İktidarın gerekse Muhalefetin çok iyi derecede irdelemesi gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle Anamuhalefetin faydalanacağı bir süreçtir, ABD’deki seçim süreci.
ABD Halk’ı Başkan adaylarını tüm yönleri ile münazaralarda izledi ve öyle kararını verdi.
Demokrasinin özümsenmişliğinin bir tescilidir bu münazaralar.
Bir zamanlar bizim ülkemizde de vardı, adına da “Açık Oturum” denirdi.
Halk izlerdi ve karar verirken daha sağduyulu davranırdı.
Zamanla bu anlayışı yitirdik ve geriye,daha geriye gittik.
Bizim de böylesi bir Demokrasi olgusuna ihtiyacımız var.
Halk bunu istemeli hem de çok istemeli.
Liderlik; öyle önüne koyulan yazı metinlerini okumakla olmaz.
Hakimiyeti , bilgi-birikimi net ve canlı bir şekilde ortaya koyabilmeli,Liderler.
İşte o zaman daha çok Halk desteği olur ve şaibesiz bir sonuç ortaya çıkar.
Ne diyelim darısı başımıza…