Biyomedikal mühendislerinin görevleri arasında tıp doktorları ile bir araya gelerek yapılan organların insana adaptasyonun da olduğunu belirten Prof. Dr. Eyyüphan Yakıncı: “Biyomedikal Mühendisliği, biyolojik sistemlerin ve insan vücudu bileşenlerinin yapılarını, çalışma biçimlerini ve etkileşimlerini anlamak ve işlevsel bozukluklarını belirleyip gidermek için fen bilimleri ile mühendislik tekniklerini kullanarak gerekli araç, gereç, cihaz ve sistemlerin geliştirilmesini sağlayan bir bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanında biyomedikal mühendisliği; alet, cihaz ya da sistemlerde ürünün tasarlanmasından incelenmesine, oluşturulmasından çalıştırılmasına kadar tüm süreçlerde etkin rol oynamaktadır. Biyomedikal mühendislerinin işitme cihazlarından tıbbi görüntüleme sistemlerine, robotik üretim yapan firmalardan ve göz yapan firmalara kadar geniş bir spektruma sahip çalışma alanları vardır. Biyomedikal Mühendisliği’nin Türkiye’de yaklaşık 10 yıllık bir geçmişi var. Ülkemizde ilk olarak enstitü olarak kuruldu. Burada yetiştirilen lisansüstü öğrenciler hem sanayi kuruluşlarına hem de üniversitelere kazandırıldı. An itibariyle ülkemizde Biyomedikal Mühendisliğinin açılmış olduğu 18 üniversite mevcut. Bu üniversitelerden 14’ü lisans düzeyinde öğrenci alıp, eğitim vermeye başladı. Diğer üniversiteler ise yeterli akademik personel olmadığı için öğrenime başlayamadılar. Bizler de bu yıl Biyomedikal Mühendisliğinin artan önemine binaen Yüksek Öğretim Kurulu’na (YÖK) başvurduk. Başvurumuz YÖK tarafından kabul edildi. Şu anki en büyük amacımız 2017 – 2018 Eğitim Öğretim Yılı’nda öğrenci alabilmektir” açıklamasında bulundu.
Biyomedikal mühendislerinin yüksek istihdam standartlarını sahip olduklarını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Eyyüphan Yakıncı: “2014 yılı sonunda Hükümetimiz ve Sağlık Bakanlığı tarafından; 50 yatak ve üzeri tüm hastanelerde her 50 yatak için bir biyomedikal mühendisinin istihdam edilmesi şartı getirildi. Fakat ülkemizdeki mezunların tamamının istihdam edilmiş olması ve yeterli mezun sayısının olmaması nedeniyle kanun daha sonra tekrar yürürlüğü girmek üzere 2023 yılına ertelendi. Bu durum biyomedikal mühendisliğinin hem YÖK hem de devlet tarafından tanınan bir anabilim dalı olduğunun kanıtıdır. Bu rakamlar göz önüne alındığında önümüzdeki 15 – 20 yıl için biyomedikal mühendisliğinin istihdam sorunu olmayacağını söyleyebiliriz. Biyomedikal mühendisliği ülkemizde 10 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen inşaat ve bilgisayar mühendisliğine yakın puanlarla üniversiteye öğrenci alımı yapıyor” diyerek sözlerini tamamladı.