Nasıl da savruluyoruz bir o yana, bir bu yana.
İçimiz dışımıza çıktı.
Beynimiz oynadı, aklımız oynadı, oynamadık yerimiz kalmadı.
Demek ki bir toplumun aklını almanın en güzel ve etkili yolu; gündemi jet hızıyla değiştirip,sündürüp,karmaşık hale getirtmekle olabiliyormuş.
Ülkemizin idarecileri mevcuttaki asıl gündemi ikinci plana atarak, yeni ve yapay gündem yaratmakta sınır tanımıyorlar.
Ülke insanının hassasiyetlerini kaşıyarak ve hatta tavan yaptırarak oya dönüştürmek üzerine inanılmazı başarabiliyorlar.
Almanya’da, Hollanda’da ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde olup bitenlerin içeriğini bilen ya da anlayan var mı?
Ülke içinde bir gündem yaratamadık, ülke dışında mı kısmet arıyoruz?
Şunun şurasında Referanduma bir aya yakın bir zaman kalmış olmasına rağmen, gündem saptı ve başka mecralara kaydırıldı.
Güreş alanının minder olmasına rağmen,güreşi minder dışında sürdürme gayretleri var.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, anlatabilecek bir dost varsa bir adım öne çıksın lütfen.
Savrulmalar neticesinde kalan yarım aklımla şu bir kaç soruyu sormak ve irdelemekte fayda olduğunu düşünüyorum.
1-2008 yılında mevcut iktidar; yurt dışında,yurt dışı temsilciliklerde ve gümrük kapılarında seçim propaganda yasağı getirmiş midir?
2-Bu yasağı bile bile uymamakta ısrarcı davranmanın ne gibi bir getirisinin olması beklenmektedir?
3-Adamlar; gelmeyin kardeşim, istemiyoruz dedikleri halde kendimizi zoraki nasıl misafir ettirmeyi düşünüyoruz?
4-Şu anda ülkemizde Üç Milyonun üzerinde Suriye’linin yaşadığını biliyoruz.Yarın o bir gün Esad kalksa dese ki ülkemizde iç savaş bitti ,ülke olarak seçime gidiyoruz ve bende sizin ülkenizde propaganda yapacağım buna ne ölçüde izin verebiliriz, bu mümkün mü?
5-Propaganda yapılmasında Israrcı davrandığımız ülkelerde yaşayan ve hayatını oralarda kazanan insanlarımızı sıkıntılarla baş başa bırakmış olmuyor muyuz?
6-Dış ülkelerle genelde neden hep kavga etmek zorunda kalıyoruz? Bu bir dış siyaset anlayışı mıdır?
7-Kavga ettiğimiz ülkelerden dolayı hanemize yazılan ekonomik kaybımızı birileri bu millete anlatabilir mi acaba?
Soruları arttırdıkça artırabilirim ama dedim ya kalan yarım aklımla şimdilik bu kadar soru sormuş olayım.
Bu sorulara hepimiz kafa yoralım ve kalan aklımızla yanıt bulmaya çalışalım lütfen.
Değerli okurlar, dostlar!
Gündemi farklı noktalara çekme gayretleri inanın bu ülkeye ve bu millete hiç bir şey kazandırmaz.
Bunun bir taktik olduğunu artık cümle alem biliyor.
17 Nisan sabahı bu havada uçuşan gerilim dolu sözlerin hiç bir anlamının da kalmayacağını biliyoruz.
Akılda kalan sadece rencide edilmiş koca bir millet olacaktır.
Bu duruma düşmeyi bu ülkenin ne Bakanına ne Başbakanına ne de hiç bir sade vatandaşına reva göremem.
Milletçe onurumuzu ve gururumuzu rencide edebilecek her tür olumsuzluğun karşısında dikilmeyi bir görev olarak telakki etmeliyiz.
Amma ve lakin o duruma düşmeyecek zekayı da sergilemek zorunda olduğumuzu da bilmemiz gerekir.
Velhasılıkelam medet umulacak tek yer Milletin ta kendisi olmalıdır.
Gündemimiz “Anayasa Referandumu” bunun üzerinde yoğunlaşalım.
Bu süreci hayırlısıyla atlatalım ve artık gerçek gündemimize dönelim.
Kalın sağlıcakla…