Anayasa; toplumsal mutabakatı,toplumsal barışı sağlayan bütün yasaların anasıdır.
Mutabakat sağlanamazsa ve tüm katmanlara hitab etmiyorsa bunun adı “Kanayanyasa” olur.
Aylardır gündemde olan bu Anayasa metni, toplumu kutuplaştırdı,uzaklaştırdı bir o kadar da ayrıştırdı.
Toplum; gerildi , birbirine küstü, öteki beriki derken bu anayasaya artık ne denir ki?
Bebekler bile anne karnından dokuz aydan sonra doğarken, bu anayasanın alelacele ne için değiştirilmek istendiği anlaşıldı mı?
Uzlaşamadan, herkesin anlamasını sağlayamadan , içine sindiremeden “Evet” çıksa ne olur, “Hayır” çıksa ne olur?
Ne olur?
Referandumdan “Evet” çıkarsa , prematüre bir anayasamız olur.
Referandumdan “Hayır” çıkarsa , engelli bir anayasa ile yola devam olur.
Yeni Anayasa toplumu kucaklayamıyorsa ,sıkıntılar yaratıyorsa varsın kalsın başka bahara.
Engelli anayasamızı ıslah edelim, engelli kısımlarını düzeltelim, sağlam bir hale getirip yola devam diyelim.
Asık yüzler gülsün, çatılmış kaşlar bir gevşesin, yüzümüze bir nebze nur düşsün olmaz mı?
İhtiyaç duyduğumuz ve yürekten özlem duyduğumuz o kardeşlik anlayışı tekrar yeşersin olmaz mı?
Özledik be.. gerçekten özledik o toplumun kadirşinaslığını.
Birbirine el uzatan, kucaklaşan, iyi günde kötü günde destek olan o anlayışı özledik.
Beraber ağlayıp, beraber gülmeyi özledik.
Ne oldu da bu değerleri yitirdik kendine bir sor arkadaş!.. Allah’ını seviyorsan bir sor ya..
Muhtaç olduğumuz en önemli şey yeni anayasa değil ,yeni ve eskisinden sağlam kardeşlik yasasıdır.
Güç bir kişide veya belli bir zümrede olamaz.
Gücün her daim toplumun bizzat kendisinde olması gerekir.
Sevgi ve saygının desteklendiği ,kardeşlik ve hoşgörünün pekiştiği bir toplumun gücüdür asıl olan.
Bu yüksek maneviyatı tesis edebildiğimiz zaman işte asıl anayasa mutabakatını o zaman sağlamış olacağız.
Kaderde bu Referandum sürecini milletçe yaşamakta varmış.
Bu sürecin sağduyulu insanların ferasetiyle en güzel şekilde sonuçlanacağını temenni ediyorum.
Vicdanımızın sesine kulak verdiğimizde, aklımız ve kalbimiz nurlanarak aydınlanacaktır.
Bu aydınlanma; sandıktan başlayarak tüm ülkeyi yeniden aydınlatacak ve güzel günlerin habercisi olacaktır.
Hadi bir ışıkta sen ol kardeşim.
Sandığın başına git ışılda, vicdanını rahatlat,vatandaşlık görevini yerine getir.
Hadi Kardeşim…
Sandığa küsmüş veya bilerek gitmeyi düşünmeyenlere bir çift sözüm var:
Olası vebalin müsebbiplerinden olacağınızı aklınızdan asla çıkarmayın.
Kendinize olan saygıyı yitirmiş olmakla beraber bu toplumda her zaman kendinizi ezik hissedeceksiniz.
Ne yönde oy kullanırsanız kullanın ama mutlaka ve mutlaka sandığa bu duruma düşmemek için gitmelisiniz.
Çocuklarınızın ,torunlarınızın,komşularınızın ve dostlarınızın yüzlerine rahat ve başı dik bakabilmek için sandığa gitmelisiniz.
Oylanan geleceğimiz bunu sakın unutmayın.
Bu anayasa değişikliği sandığa gitmemeniz durumunda “Banayasa” olacaktır.
“Banayasalar” süreç içerisinde “Babayasalara” dönüşür ve toplumsal olarak bunun altında kalırız.
Günahıyla sevabıyla sandığa bu yüzden gitmelisin.
Anladın mı kardeşim?
Referandumdan sonra 17 Nisan sabahı Hayırlara uyanmak temennisiyle…
Hoşça kalın Dostça kalın….