Tatil bitti.
Yaz sarhoşluğu bitti .
Kış fikriyatı başladı.
Denizdi, güneşti ,gezmeydi, eğlenceydi hepsini bir kenara bırakalım.
Artık ayaklarımız yere bassın.
Gözlerimizi fal taşı gibi açalım,etrafımıza bakalım.
Olup bitenlere, gelişmelere ve gerçeklere dalalım ne dersiniz?
Öncelikli ve müzmin sorunlarımızdan bahsetmek ve irdelemek istiyorum.
1-Eğitim:
Okullar henüz açıldı.
Açılmadan bir kaç gün öncesinde Sayın Bakan TEOG ile ilgili açıklamalarda bulunmakla beraber yapılacağı tarihi ve gerekliliğini anlatıyordu.
Aradan iki gün geçmedi Sayın Cumhurbaşkanımız bu musibet TEOG’un ne kadar gereksiz ve yanlış olduğunu dile getirdi.
Jet hızıyla mesaj alındı ve tüm birimler aynı anda değişmesinin gerekliliğini dile getirmekle beraber ne kadar kötü bir sınav türü olduğunu anlatmaya başladılar.
İlgililerden Allah razı olsun yeni bir yol bulacaklarından hiç kuşkum yok.
Bulunacak yeni sistemle eğitimde uçuşa geçeceğiz hiç dert etmeyin.
Ülkemiz öğrencileri,yavrularımız bu sefer bulunacak yeni sistemle dünya sıralamalarında ilk beşe gireceklerdir.
Son on beş yılda altı bakan ve altı değişik sistemi hatırlayınca Milli Eğitimin geldiği noktayı anlamak zor olmasa gerek.
2-Sağlık:
Sağlıkta çağ atladık deniyor.
Özel hastaneler mantar gibi çoğalıyor.
Devlet hastaneleri patinaj yapmaya devam ediyor.
Devlet teşvikleri ile açılan özel hastaneler para basıyor adeta.
Hastaneler şifa dağıtmak yerine ticari zihniyetin esiri durumundalar.
Gelen hastalar ticari bir mal gibi görülüyor ne yazık ki.
Yalan mı?
Analar ağlıyor Analar..
Dile getiren var mı?
Parası olan özele,olmayan devlete.
Buna çağ atlamak denemez olsa olsa sürünmek denir.
3-Ulaşım:
Türkiye’de yollar eskisine göre gayet güzel.
Hiç bir itiraz yok.
Mukayese götürmeyecek ölçülerde düzelme var.
Peki bu trafik terörü nedir?
Ölümler hız kesmeden artarak sürüyor.
Bu çelişkili durumu birileri anlatmalı.
Anlatabilmeli öyle değil mi?
4-Dış Siyaset:
Ülkemize her geldiğinde Devletin en üst birimleri tarafından çok sıcak karşılanan ve yürüdüğü yollara kırmızı halı serilen kadim dost Mesut Barzani, şu anda oldu en büyük düşman.
Barzani’nin gittiği istikamet belli değil miydi, gelip gitmelerinde hiç mi renk vermedi?
Bu kadar hürmet, bu kadar saygı görüntülerini nereye koyacağız şimdi.
Anlayan bilen varsa Allah aşkına anlatıversin ne olur?
Dün iyiyken, bu gün nasıl düşman oluverdi.
Şanlı bayrağımızın yanına bayraklarını çekerken ne anlam taşıyordu o görüntü?
Dün müsamaha gösterirken bu gün bu heyheylenmenin anlamı nedir acaba?
Sadece O mu?
Almanya’sı, Suriye’si ,Hollanda’sı ,Amerika’sı, Rusya’sı ve hatta İsrail’i.
Bu ülkelerle olan bağımız ne aşamada?
Bu ülkelerle gerilimin sebepleri nedir?
Bilen varsa anlatıversin rica edeceğim.
Tersten sorayım isterseniz, hangi ülke ile ilişkilerimiz gerçek anlamda sıcak ve düzgün?
Bilen varsa buyursun söylesin lütfen.
5-İç Siyaset:
Dünyada dalgalanmalar olurken ve bizlere bakışları dip yapmış iken içeride nasılız acaba?
Siyasi partiler birbirini yerken, vatandaş olarak birbirimizin gölgesine dahi tahammül edemez iken;
Hangi iç barıştan söz edebiliriz?
Hangi kardeşlikten, bütünlükten, ülke gücünden söz edebiliriz acaba?
İçerideki gerilimi anlamak ve görmek için dahi olmaya gerek yok sanırım.
Ülkede idare edememe sorunu var.
Bu tespitlerden bu çıkmıyor mu?
Tatil bitti dostlar.
Neresinden tutsanız sıkıntı fışkırıyor.
Sorunlar bitmek nedir bilmiyor ne yazık ki.
İhalesi kime kalıyor tüm bu olumsuzlukların?
Tabi ki tüm Millete.
Allah yardımcımız olsun diyeceğim ama..
Ne ölçüde olur bilemiyorum.
Kalın sağlıcakla….