İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Merkez Kampüs Barbaros Hayrettin Konferans Salonunda “8 Mart Dünya Kadınlar Günüde; İstiklal ve İstikbal şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un gözünden Kara Fatma’dan Nene Hatun’a İstikbalimiz İçin Cefa Çeken Kadınlarımız” konulu söyleşi; İSTE Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vahit ÇALIŞIR moderatörlüğünde, Mehmet Akif ERSOY’un torunu Selma ERSOY ARGON ve Sebilürreşad Genel Yayın Yönetmeni Fatih BAYHAN tarafından gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan İSTE Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt AKTAŞ; “Konuklarımıza üniversitemize geldikleri için teşekkür ederiz. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki dünya gözüyle gördüğümüz her güzel şey kadınların eseridir. Ve cennet annelerimizin ayakları altındadır. Bu vesile ile bütün kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum. Ne yazık ki hala ülkemizde kadınların kıymeti bilinmemekte ve hak ettikleri değer verilmemektedir. Umuyorum ki yakın gelecekte kadınların hak ettiği değer verilir” dedi.
“KORKMA”
Gençler İçin Safahat adlı kitabın da yazarı olan Fatih BAYHAN, Mehmet Akif ERSOY ile ilgili son dönemde yaptığı çalışmaların sonucunda edindiği bilgileri dinleyicilere aktarırken, Mehmet Akif ERSOY’un anılarını anlattı. Kendisinin ne kadar kadına, vatanına ve bayrağına kıymet veren bir kişi olduğunu belirtti. İstiklal Marşına kadar yaşadığı süreçte Mehmet Akif’in çektiği çileleri, zorlukları dile getirdi. İstiklal marşı için üç kere yarışma düzenlendiğini ancak Mehmet Akif’in şiirinin yerini hiçbir şiirin alamadığını belgelerle gösterdi.
BAYHAN; “Ülkelerde marş geleneğinin 1920’ler de Fransa’ da Fransız ihtilalinin ortaya çıkardığı Milliyetçilik akımının bir sonucu olarak yayılmaya başlamıştır. Osmanlı Devletinde de çeşitli marşlar törenlerde kullanılmıştır. Ancak her seferinde farklı bir eserin marş olarak çalınması bir sorundu. Bu sorunu da çözmek adına 1921’ de düzenlenen yarışma bir çözüm olarak yapıldı. Mehmet Akif yarışma fikrine vatan için yapılan bir çalışmanın para karşılığı yapılamayacağını düşündüğü için yarışmaya katılmadı. Ancak para unsurunun çıkarıldığı söylenince İstiklal Marşını iki gün içerisinde tamamlayıp ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın’ diyerek meclise sunmuştur. Mecliste şiirinin okunmasının ardından ‘Ben güzel yazdığımı bilmiyordum Suphi Bey ama siz çok güzel okudunuz’ diyerek ağlayan Mehmet Akif’in duası kabul olmuş ve kendinden sonra İstiklal Marşı yazılmamıştır” diyerek sözü Mehmet Akif ERSOY’un torunu Selma ERSOY ARGON’a bıraktı.
Selma ERSOY ARGON söyleşisinde, dedesi Mehmet Akif’in vatan sevgisi başta olmak üzere nasıl bir eş, baba ve dede oluşundan, Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı dönemlerine, Mısır’daki sürgün yıllarında yaşadığı dönemde çocuklarına gönderdiği mektuplardan ve dedesinin bilinmeyen pek çok yönlerini dinleyenleri ile paylaştı.
Mehmet Akif Ersoy’un güzel anılmayı her şeyden önemlisi anlayarak anılmayı hak eden bir insan olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Selma ERSOY ARGON, “Eserlerindeki vatan sevgisi ile gençliğe ışık tutmaya devam ediyor” dedi.
Selma ERSOY ARGON, dedesinin kendilerine manevi anlamda çok büyük bir miras bıraktığını ve bu mirası 2011 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiği sayısız konferans ve seminerlerle başta gençler olmak üzere onu seven herkese anlatma gayretinde olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti.“ Mehmet Akif, bugün dahi eserlerindeki vatan sevgisi ile gençliğe ışık tutmaya devam ediyor. Eserlerine bakıldığında onun bir tarihçi, sosyolog, fikir ve düşünce insanı olduğunu görürsünüz. Camiyi şiire sokan ender şairlerdendir” diye konuştu.
Gençlerden en büyük isteğinin Safahat’ı okumaları olduğunu söyleyen Selma ERSOY ARGON; “Safahat geçmişten günümüze gelen adeta bir belgesel niteliği taşır. Dedemin doğduğu günlerden bugünlere kadar olan dönemi anlatan bir belgesel. Hiçbir zaman hayalle yazmamıştır. Çanakkale’de orda bulunmamasına rağmen orada olayı yaşamışçasına bir öngörüyle şiiri yazmıştır. Çanakkale’den Milli Mücadele dönemine kadar olan her şey buradadır. Bu sebeple bir belgeseldir diyorum”dedi. Selma ERSOY ARGON; “Mehmet Akif ERSOY bir şairdir ve yanlış olan neyse gördüğünü söylemek onun topluma karşı bir görevidir” diyerek dedesi Mehmet Akif ERSOY’un ailesine çok düşkün olduğunun altını çizerek konuşmasını sonlandırdı.
Söyleşi sonrası İSTE Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt AKTAŞ tarafından konuşmacılara ağaç dikim sertifikası ve çiçek taktim edildi. Ardından ARGON ve BAYHAN, dinleyenleri ile sohbet edip Fatih BAYHAN’ın yazdığı “GENÇLER İÇİN SAFAHAT” adlı kitabı imzalayarak hediye etti.