Değişen iklim koşulları ve yağan aşırı yağmurdan dolayı bazı böcek türlerinde aşırı bir üreme meydana gelmiştir. Bu böceklerden birisi halk arasında Kara Fatma olarak bilinen siyah, beyaz veya yeşil renkte olabilen tarım dostu avcı böcektir. Bir diğer böcek, bölgemizde göç halinde olan kelebeklerin yumurtalarıyla beslenen ve özellikle Samandağ, Arsuz, İskenderun, Dörtyol kıyı şeridinde görülen sarı kanatlı sinektir. Ayrıca Amik Ovası’nda biriken sular ile sazlık ve derelerde üreyen; şekil olarak sivrisineğe benzeyen yeşil sinekte de aşırı artış söz konusudur. Bunların yanı sıra bölgemiz genelinde Afrika’dan balkanlara doğru göç eden yoğun bir kelebek geçişi de yaşanmaktadır.
İlimiz, böcek ve bitki çeşitliliği açısından dünyanın en zengin yerlerinden birisidir. Sağlıklı tarımın ve bitkiler aleminin vazgeçilmez unsurları olan binlerce tür böceğin yanı sıra, ekonomik açıdan önem taşıyan arıcılık ve ipekböcekçiliği de ilimiz için oldukça değerlidir.
Bunca zengin bir bitki florası ve böcek çeşitliliğine sahip böyle bir bölgede zararlı böcek mücadelesi yapmak oldukça dikkatli olmayı gerektirir. Havada uçan her sineğin, her böceğin veya evlerimizin lambalarının etrafında dönen irili ufaklı her uçuşanı düşman ilan etmek ve öldürmek doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü potansiyel hastalık taşıyıcısı olan sivrisinek, karasinek, yakağan, bit, pire, kene ile kemirgenlerle mücadele esas olmalıdır. Bunların dışında kalan haşerelerin korunması ‘’canlılığın geleceği’’ için hayati önem taşımaktadır.
Bilim adamları, böcek popülasyonlarındaki düşüşün özellikle tabiatın katledilmesi, böcek ilacı kullanımı ve endüstriyel tarımsal uygulamalarının sonucu olduğunu söylüyorlar. Bu düşüş tek başına bir trajedi olmasının yanı sıra, kuşlar, sürüngenler ve amfibilerin beslenmesini, bitkilerde üremeyi sağlayan tozlaşmayı ve dolayısıyla tüm karasal ekosistemleri de etkiliyor. Böcek popülasyonlarının çöküşü ekosistemlerin çöküşünün habercisi olabilir.
Zararlı haşerelerle mücadele ederken kullanılan kimyasalların zehir olduğu unutulmamalıdır. Biz Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak hedef dışı canlıları korumak, havamızı, toprağımızı, suyumuzu kirletmeden bu mücadeleyi yapmak çabası içerisindeyiz. Ancak biliyoruz ki bu mücadelenin başarıya ulaşabilmesi vatandaşlarımızın çabamıza katkı yapmasıyla mümkündür. Evlerimizin etrafındaki su birikintilerini kurutmak, lavabo ve tuvaletlerimizden dışarıya su akıtmamak, çöpümüzü gelişigüzel atmamak, gübreliklerimizi ve ahır sularımızı sağa sola dökmemek, pencerelerimize sineklik takmak alacağımız tedbirlerin bazılarıdır.
Hatay Büyükşehir Belediyesi zararlı haşerenin kaynağında yok edilmesi ile ilgili yoğun bir çaba içerisindedir. İlimiz genelinde kayıt altına alınmış 90 bin üreme noktasına sürekli müdahale ederek buralardaki üremeyi sıfırlamayı ve böylece havaya sıkılan zehiri en aza indirmeyi hedeflemekteyiz.
Haşere vektör mücadelesiyle ilgili her türlü talep 444 12 06 ve 153 nolu telefonlara ulaştırıldığında vatandaşlarımızın talepleri hızlıca karşılanacaktır.
Vatandaşımıza çağrımız şudur ki temiz ve haşeresiz bir Hatay’ı gelin hep birlikte oluşturalım. Unutmayınız ki gelecek kuşaklarımıza börtü-böceğiyle yaşanabilir bir çevre bırakmak bizlerin vicdani ve ahlaki sorumluluğudur.