Konferansın açılış konuşması gerçekleştiren İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, lojistik konusunun İSTE’nin odaklandığı ve ihtisas alanlarından birisi olduğunu vurgulayarak; “İSTE olarak en doğru yerde olduğumuzun bilincindeyiz. Körfezdeyiz ve çok stratejik bir liman kentindeyiz. Denizcilik sektörünün lojistik olarak önemini biliyoruz. İskenderun Limanı, Modern İpek Yolu’nda da önemli bir istasyon olacaktır. Denizcilik Fakültemiz sektörün ihtiyacı olan uzmanları ve kaptanları yetiştiriyor. Öğretim elemanlarımız bir taraftan ihtiyaç duyulan insan kaynağını oluştururken, diğer taraftan da yine sektörle işbirliği yaparak sektörün problemlerine çözümler üretiyorlar” şeklinde konuştu.
İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’nin açılış konuşmasını ardından, ‘Kuşak Ve Yol Girişiminin Türkiye İçin Fırsat ve Tehditleri’ konulu sunumunu gerçekleştirmek üzere Prof. Dr. Soner Esmer kürsüdeki yerini aldı.
Prof. Dr. Soner Esmer sunumunun başında; deniz ve kara güzergâhları, tüccarların, bilgelerin, orduların, fikirlerin, dinlerin ve kültürlerin yolu olan İpek Yolu hakkında detaylı bilgiler verdi. Kara yolundan deniz yoluna, kas gücünden yelkenle seyre, denize kıyısı olanın zenginliğine, olmayanın ise yoksulluğa ve yalnızlığa geçiş sürecine değindikten sonra, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Ticaret ve ulaştırma maliyetlerini nasıl azaltırsınız? Daha iyi bağlanılırlıkla (connectivity), 2019 yılı itibariyle 125 ülke ve 29 uluslararası kuruluş ile toplamda 173 işbirliği belgesi imzalandı, son 6 yılda ‘Kuşak ve Yola’ dâhil olan ülkeler arsındaki ticaretin hacmi toplamda 6 trilyon doları aştı. Yatırımlar hangi alanlara yapılıyor? Yatırımları kimler yapıyor? Bu soruların yanıtları aranmalı. Kuşak ve Yol Girişimi, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping’in Modern İpek Yolu konseptini içermektedir. Tarihî İpek Yolu rotasının canlandırılabileceğinden bahisle bunun deniz ticaretini etkileyebileceği vurgulanmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi adıyla anılan bu proje, Çin’in dış politika vizyonunun temelini oluşturmakta olup, Çin’in üretim kapasitesi nedeniyle tüm dünya ticaretini doğrudan etkileme potansiyeline sahiptir. Kuşak ve Yol Girişimi ikili anlaşmalarının doğrudan hedefleri altyapı, ticaret, finans, politika, kültürel değişim, turizm, bilim, teknoloji, sanayi; dolaylı hedefleri ise gelişmemiş/gelişmekte olan ülkeler ile kendi gelişimini sürdüren ülkelerin iletişimi olarak tanımlanabilir. Üretim gücünü korumak, ticareti sürdürmek, politik bağlantılar, stratejik ortaklıklar, kural koyucu olma yolunda Kuşak ve Yol Girişimi, Çin’in kurmaya çalıştığı yeni dünya düzeninin lokomotifidir. Hedef gelişmemiş/gelişmekte olan ülkeleri kalkındırmak olmalıdır. Kuşak ve Yol Girişimi hem karada hem de denizde çoklu alternatiflere sahip bir stratejidir. Üç kıtaya kıyısı olan Akdeniz’de doğal bir köprüyüz, düğümün merkezindeyiz, ancak hem kuzeyden hem de güneyden adım adım bypass ediliyoruz. Türkiye toplam cari açığının üçte birini Çin’e veriyor. Kuşak ve Yol Girişimi bir ihracat kapısı olarak görülmelidir. Çin altyapı finansörlüğünün uzun vadeli bir bağımlılık ilişkisi yaratmasının önüne geçilmelidir. Çin-Türkiye ilişkilerinde kazan-kazan stratejisi uygulanmalıdır. Orta koridorda etkin olmak istiyorsak, yolcu ya da komşularla ticarete göre değil, yük taşımacılığı odaklı, tüm güzergâh ile bütünleşmiş taşımacılığına odaklanmalıyız. Sadece limanlar yetmiyor, kritik liman bağlantıları inşa edilmelidir. Demiryolu ile ilgili mevcut/planlanan yatırımlar hızla tamamlanmalıdır. Türkiye’deki Çin yatırımlarının yerel istihdama ve satın almaya katkısına özen gösterilmelidir”.
Konferansın sonunda Prof. Dr. Soner Esmer’e, İMEAK Deniz Ticaret Odası İskenderun Şubesi Başkanı Kemal Kutlu tarafından plaket takdim edildi.