Hayatınızdan memnun musunuz?
Yaşamaktan keyif alır bir haliniz var mı?
Bir sorun kendi kendinize.
Bir tartın kendinizi hayat terazisinde.
Bir sonuca varın.
Sonucu kendi kendinizle bir değerlendirin.
Korkmayın kaygılanmayın..
Etrafınıza bir bakın,olup bitenleri bütün çıplaklığıyla görmeye çalışın.
Allah’ın bildiğini kuldan saklamanın bir anlamı olabilir mi?
Kendi kendinizle, vicdanınızla baş başasınız.
Vardığınız sonucu aslında çok önceden sizde biliyorsunuz.
Ama ne var ki koşullar susmanızı hatta renginizi dahi belli etmemenizi gerektiriyor,öyle mi?
Öyle mi?
Eğer öyleyse yazık.. hem de çok yazık.
Eğer öyleyse kendinize olan saygınızı da çoktan yitirmişsiniz demektir.
İnsanın kendine olan saygısını yitirmiş olması durumu kabul edilemez bir sonuçtur.
Neden?
Çünkü; eşinizin,çocuklarınızın yüzüne, gözlerinin içine bakamazsınız.
İş yerinizde mesai arkadaşlarınızın ,amirlerinizin yüzüne bakamazsınız. Kendinizi her koşulda hep ezik ve değersiz hissedersiniz.
Sosyal hayatta cemiyet içinde kendinize biçebileceğiniz hiç bir özgül ağırlıktan söz edemezsiniz.
Kendi kendinizi kandırmaktan vazgeçin artık.
Yaratılan korku iklimi siz ve sizden sonra gelecek olanlara bırakacağınız kötü bir mirastır.
Mutsuzsanız ve insani değerler ölçüsünde bir yaşam standardınız yoksa eğer.. neden susuyorsunuz?
Neden sıkıntılarınızı ifade etmekten imtina ediyorsunuz?
Sıkıntılı yaşamınızı dışa vurmak en doğal hakkınız değil midir?
Sizler; diğer insanların yaşadığı rahat ve huzurlu hayatı hak etmediğinizi mi düşünüyorsunuz?
Anneler,Babalar,Gençler bu suskunluk niye?
Mutsuz ve baskılanmış yaşam nereye kadar?
Milyonların önünde,İş ve işçi bulma kurumları önünde dökülen gözyaşları vicdan sahibi her insanın yüreğine saplanmış birer kurşun değil midir?
Evladına harçlık veremeyen, üst-baş alamayan,bir külah dondurma dahi alamayan annelerin babaların vebali acaba kimlerin üzerine olacaktır?
Çöp bidonlarına dökülen bozulmuş gıdaları toplayıp evine erzak olarak götüren insanların durumu kabul edilebilir mi?
Sorarım sizlere?..
Kabul edilebilir mi?
İstanbul Bakırköy’de sahur saatlerinde ıssız sokaklarda “artmış yemek alırım” diye bağıran annenin sesi bu milletin yüzünde patlayan bir tokat olmalıdır.
Ülkemizde daha böyle yürek yaralayıcı, hazin bir durum yaşanmamıştır sanırım.
UTANÇ DUYULACAK BİR DURUM BU…
UTANÇ..
Böylesi bir tablonun sineye çekilir tarafı yoktur.
Olamaz ,olmamalıdır.
Bu böyle gitmez.
Gidemez..
Vesselam…
Kalın Sağlıcakla.