Şiddetli çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve baş dönmesi, ardından gelen bayılma. Tüm bu belirtiler kalpte en sık görülen ritim bozukluğunun, atriyal fibrilasyona (AF) işaret ediyor.
Atrial fibrilasyon, kalbin üstteki iki kulakçığının olması gerektiği gibi düzenli atmaması, adeta titreşir gibi hareket etmesine anlamına geldiğini belirten Uzmanlar, bu durumun nedeninin ise, kulakçıkların düzenli atmasını sağlayan kalbin elektriksel aktivitesinin bozulması olduğunu belirtiyor. Atrial Fibrilasyon nedeniyle düzenli atamayan kalp, vücudun yeterli oksijen ve besin alamamasına yol açıyor. Zamanla yaşanan bu ritim bozukluğu, kronik yorgunluğa, kalp yetersizliğine de zemin hazırlıyor. Ayrıca kanı yeterince dışarı pompalayamaması kanın durağan hale gelerek pıhtılaşmasına ve bu pıhtıların beyne gitmesiyle, felç gibi çok önemli başka sonuçlara neden oluyor.
Atriyal fibrilasyon yaşlılarda görülen inme (felç) rahatsızlığının en büyük nedeni olarak gösteriliyor. Çünkü hastalık kalpte kanın durgunlaşmasına dolayısıyla koyulaşmasına yol açabiliyor. Bu kandan ayrılan pıhtı, kollar, bacaklar gibi organlara ilerlediğinde nadiren ciddi soruna yol açsa da beyne ulaştığında kişi felç geçiriyor. Araştırmalara göre atriyal fibrilasyonu olan hastalarda felç geçirme olasılığı beş kat artıyor.
Yetişkinlerde görülme sıklığı her yüz kişiden 1 ile 2 olan atriyal fibrilasyon hastalarının önemli bir kısmı 65-85 yaş arasında.
Atriyal fibrilasyonda belirtiler çarpıntı, yürüme mesafesinin kısalması, nefes darlığı olarak başlıyor; iştahsızlık, halsizlik, baş dönmesi, göz kararması ile devam ediyor.
Sık görülmesi ve ciddi sonuçlara yol açması nedeniyle atriyal fibrilasyonun etkin bir şekilde tedavi edilmesi amaçlanıyor. Tedavide temel hedeflerden biri normal kalp ritminin korunması. Bu sayede atriyal fibrilasyonun yol açtığı sorunlar önlenirken hastaların yaşam kalitesinde de belirgin derecede iyileşme sağlanmış oluyor. Bu amaçla ritim düzenleyici (antiaritmik) ilaçlar ve ablasyon (yakma/dondurma tedavisi) uygulanıyor.
Tedavi yöntemi hastanın durumuna göre belirleniyor. Antiritmik ilaç kullanmasına karşın hastalığı devam eden hastalar için ablasyon (sorunlu bölgenin yakılarak ya da dondurularak yok edilmesi) da bir tedavi yöntemi olarak kullanılıyor. Ablasyon işlemi genellikle altta yatan yapısal kalp hastalığı bulunmayan, genç ve kalbin sol kulakçığı büyümemiş olan hastalara uygulanıyor. Ancak hasta verileri, yaşlı, kalp yetersizliği gibi kalp hastalığı olan ve sol kulakçıkta ılımlı büyüme olan hastalarda da ablasyonun başarıyla uygulanabiliyor.